Üsküp’ün eski şehir merkezinde, Vardar Nehri’nin kıyısında bulunan görkemli bir minare ve dış görünüşe sahip olan camidir.
Üsküp’te yapılmış olan ve günümüze kadar kalabilen en eski camidir.
Orijinal haliyle kubbeli bir eser olan cami, döneminin en görkemli camilerinden birisi olma özelliğini taşıyor.
Cami, şehrin tamamına hakim olan yüksek bir tepede yer alır.
Bu nokta, caminin yapımı için özellikle seçilmiştir.
Sultan I. Murat, Kosova Muharebesi sonunda savaş alanını gezerken şehit düşmüştür ve naaşı gömülmek üzere yola çıkıldığında ilk gece bu tepede konaklanmıştır.
I. Murat anısına 1436 yılında inşa edilen caminin yeri bu şekilde belirlenmiştir.
Cami etrafında inşa edilen ve külliyeyi oluşturan binalar arasında medrese, imaret ve iki adet türbe yer alır.
Bu türbelerden günümüzde sadece bir tanesi ziyarete açıktır.
Açık olan “Dağıstanlı Ali Paşa Türbesi” caminin sol cephesindedir, çevresinde ailesine ait mezarlar vardır.
Kapalı olan “Beyhan Sultan Türbesi” ise caminin arka kısmındadır.
Kapı girişinde yer alan iki mezardan birinin sultanın oğluna diğerinin de kocasına ait olduğu düşünülmekte, arkada bulunan mezar ise Beyhan Sultan’a aittir.
Külliyeyi oluşturan bu binalardan günümüze caminin yanı sıra türbeler ve medresenin de sadece kalıntıları kalabilmiştir.
Muhafaza edilememiş olan imaretin medresenin hemen yanında olduğu varsayılmaktadır. Sultan Murat Cami’nin kuzey kısmında cami külliyesine dahil olan “Üsküp Saat Kulesi” yer almaktadır.
1566-1573 yılları arasında inşa edilmiş olan kule Üsküp’ün en önemli simgelerinden birisidir.
Tarih boyunca üç yangın, iki büyük deprem, dört savaş geçirmesine rağmen, halen ayakta olan cami bulunduğu bölgedeki Müslümanlara hizmet vermeye devam ediyor.
Üsküp’teki birçok mimari yapı gibi Sultan Murat Cami de tarihi boyunca çok kez zarar ve yıkımlara maruz kalmıştır. Üsküp tarihindeki iki önemli olay olan 1689 yılındaki büyük yangında ve 1963 yılındaki depremde en büyük hasarı görmüştür. Günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış olsa da çok defa yenilenen cami, ilk yapıldığı halinden oldukça farklı bir görünümdedir.
Caminin giriş kapısı üzerinde bu önemli mimari yapının tarihinin yer aldığı üç önemli kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerden en eskisi cümle kapısında bulunan ve orta kısımda yer alan kitabedir. Arapça olarak nesir şeklinde yazılan kitabe taşlara işlenmiştir. Kitabede kullanılan sanatlar incelendiğinde 16. yüzyılda yazılmış en önemli kitabelerden olduğu söylenebilir.
Tarih boyunca üç yangın, iki büyük deprem, dört savaş geçirmesine rağmen, halen ayakta olan cami bulunduğu bölgedeki Müslümanlara hizmet vermeye devam etmektedir.
Üsküp’teki Osmanlı camilerinden biri olan Sultan Murat Cami’ne ait fotoğraflara aşağıdan ulaşabilirsiniz: